Kim Mingyu (Seventeen) Kimdir, Profil




Kim MİNGYU 김민규 )

Doğum Tarihi: 06.04.1997

Boy: 1.86 cm

Grup: Seventeen

Pozisyon: Rap

Merhaba! Bugün size çok sevdiğim Kim Mingyu'yu tanıtmak istiyorum. Bu sayfa kaç kişiye ulaşır bilmiyorum ama en azından internete Mingyu'yu merak edip, araştırmak isteyenler için güzel ayrıntılı bir yazı bırakmak istedim.

Ben tüm idol gruplarının reality programlarını izlemeyi çok seviyorum. Yine Seventeen'in de 7. bölümlük Seventeen Project adlı programını izlemiştim. Orada açıkçası Mingyu hiç dikkatimi çekmemişti. Nerdeyse onun dışında diğer tüm grup üyeleri ilgimi çekmesine rağmen Mingyu'nun görünümü bana çok sıradan gelmişti.

Aradan belli bir zaman geçti. O zamanlar Seventeen ile Mansae 2. comebacklerini yapalı sanırım bir kaç hafta olmuş. Youtube'da sık sık karşıma klibi ile ilgili reaksiyon videoları vs. falan çıkıyordu. Sonra bir gün allkpopun komik resimler sayfasında bu resmi gördüm:



Woozi benim gibi 1.63 cmlik boyu ile kendi fancam videosunda görünemiyordu. Bu resim çok komiğime gitti açıkçası. Sonra kliplerini izlemeye karar verdim. Kliplerinde epey renkli saçlı değişik görünümlü üye vardı. Pembe, yeşil, lila. Sonra mavi saçlı bir üye vardı. Saç modeli de orjinaldi. Aaa epey farklı duruyor saç rengi, modeli dedim kendi kendime. Sonra gidip gelip bir kaç kere daha baktım. Hmm aslında biraz yakışıklıymış dedim. Sonra daha da çok merak ettiğim için Seventeen'in bulduğum kısa videolarını izlemeye başladım ve izledikçe Mingyu'ya bayağı bayağı aşık olmaya başladığımı anladım. Ondan sonra giderek artan bir sıklıkta Seventeen'in faaliyetlerini ve Mingyu'yu takip etmeye başladım.

MİNGYU'NUN YAKIŞIKLILIĞI

Mingyu'da ilk dikkatimi çeken şey görünümüydü. 18 yaşında olmasına rağmen o saç modeli ve saç rengiyle yaşından çok büyük görünüyordu ve bir çok kpop idolüne göre maskülen bir imaja sahipti. Bronz ten rengi de çok hoşuma gitmişti. Görünümünden dolayı sert, soğuk bir insanmış gibi bir imaja sahipti. Ama onu tanıdıkça aslında çok yanıldığımı aslında çok tatlı, nazik, iyi bir kişiliği olduğunu gördüm. (Çoooook gif ve resim ekledim ama hızlıca geçip, yazının devamını da okumayı ihmal etmeyin lütfen. )









































  

































































































































































































Bunlar Mingyu ile ilgili izlediğim ilk videolardandı. O zamanlar izlerken Mingyu'nun epey zeki, aklı başında bir insan olduğu düşünmüştüm ama yanılmışım çünkü Mingyu gerçekten şapşalın teki. Ağzı kapalıyken çok havalı ama ağzını açtığı anda mutlaka kendisini rezil edecek bir şeyler yapıyor. İnsan onu izlerken devamlı acaba ne zaman kendisini rezil edecek diye düşünüyor :)


( Show Champion'un backstage videonun ilk kısmında Mansae promosyonlarının veda sahnesi için Seventeen üyelerinin provaları gösteriliyor ve Mingyu burada çok yakışıklı, 4:20'den sonra olan kısmında ise Seventeen üyeleri hip hop, vokal, performans takımı olarak çizim yarışması yapıyor ve Mingyu sayesinde hiphop takımı kazanıyor. Burada Mingyu'nun çok zeki, pratik zekalı, yaratıcı olduğunu düşünmüştüm. Çünkü çizmek zorunda oldukları tema yalnızlıktı ve Mingyu kendisine düşen 10-15 saniye içinde bunu en iyi şekilde ifade etmek için boş bir oda, duvarların içine bir çöp adam çizmişti. Tabi ki burada önemli olan çizimin güzelliği değil ki 10-15 saniyede bu zaten mümkün değil, verilen temayı en iyi şekilde basit çizgilerle ifade edebilmek ve nitekim oy veren herkes bu temayı anlayıp oy vermişti. Mingyu ile ilgili ilk izlenimim buydu ama yanılmışım xD) 




( 5 dakikalık The Show müzik programının 5 Seconds Interview adlı backstage videosu. Epey komikti.)




( Yine The Show müzik programının 5 dakikalık kısa bir backstage röportajı. Burada Mingyu ile epey uğraşıyorlardı ama Mingyu bu videoda çok çok güzel görünüyor.) (İngilizce alt yazılı olanı ne yazık ki silinmiş. O yüzden Mingyu'nun güzelliği hatırına en azından vietnamca olanını ekledim.)





( Show Champion müzik programının Seventeen'in Monsta X ile oynadığı basketbol maçını içeren 2 kısımlık backstage videosu. Mingyu bu videoda o kadar güzel görünüyor ki video boyunca hep Mingyu'yu izlemekten kendimi alamıyorum hep.) 



( 25 dakikalık Weekly Idol'a ilk katıldıkları bölüm ve bence en komik olanı. Türkçe tercümeli dailymotion linki: http://dai.ly/x4rsk9d )



( 10 dakikalık The Qmentary röportajı. Sunucu Mingyu'yu epey sevmişti, Mingyu da pizza yerken çok havalıydı. Türkçe tercümeli dailymotion linki: http://dai.ly/x4rsk9d )


(Mingyu burada çok şapşal ama çok da sevimli.)




(Bu üç videoda Mingyu şimdiki haline mesaj gönderiyordu.)



(2. videoda Mingyu ailesine mesaj gönderiyordu. Bu videoda Mingyu'nun aslında anne babasına, kız kardeşine ve büyükannesine kendisi için endişelenmeyip, üzülmemelerini bunun yerine kendilerine, sağlıklarına dikkat etmelerini söylüyordu. Yine başka bir röportajda da Mingyu ailesine Bu videoyu izlediğimde Mingyu'yu çok takdir etmiştim çünkü işinde karşılaştığı bir çok güçlüğe rağmen  sıkıntılarını ailesiyle paylaşıp, dert yanmak yerine güçlü bir duruş sergileyip ailesinin onun için endişelenmemesini, mutlu olmasını istiyordu.)



( Bu Vlive videosunun 26:10 - 27: 26 arasınında Mingyu'nun ilk defa ağladığını görmüştüm. Mingyu ailesine mesaj gönderiyordu. Sonra küçükken onu büyükannesinin büyüttüğünü, şarkıcı olarak çıkış yaptıktan sonra onu eskisi gibi sık sık arayamadığını söyleyip, özür dilemişti. İzlediğimde çok üzülmüştüm çünkü benim de çocukluğumum büyük kısmı köyde geçmişti. Tüm tatillerde köye giderdim. Hatta annemle babam birlikte çalışırken bir kaç yıllığına köyde kalmıştım. Ancak büyüdükçe okuldan, dersanelerden sonra dolayı köye gidemez oldum. Ananemleri de telefonla hiç aramam. çünkü sevdiklerimle telefonla konuşmayı da çok sevmem, yüz yüze görüşmek isterim. Bunu izlediğimde kötü olmuştum çünkü içimde hep bir vicdan azabı vardı. Videonun linki burada. Bahsettiğim kısma bakmak isterseniz 26:10 - 27: 26 arası: http://www.vlive.tv/video/8071?channelCode=F99B3 )



(Belki bu videoyu koyarak Mingyu'ya zarar veriyorum ama elimde değil çok komik. :D Mingyu'nun sanırım alerjisi var, sık sık hapşırıyor.)



( Loli Kitty'nin Seventeen videoları bir şaheser olduğu için ve ingilizce videolarında en çok malzemeyi Mingyu'nun müthiş engrishinden (!) sağladığı için bu videoyu da paylaşmasam olmaz.)


(Burada Mingyu'nun verdiği tepkiler, nidaları çok aptalca ama çok da komik.)

MİNGYU'NUN BİR İDOL OLARAK SAHNE DURUŞU

Mingyu grupta her ne kadar çok iyi bir şarkıcı veya rapçi olmasa da çok çok iyi bir dansçı olduğunu düşünüyorum. Aşağıdaki fancamlere bakarsanız hareketlerinin ne kadar keskin, açılarının ne kadar doğru olduğunu, yüz ve mimiklerinin, vücut duruşunun ne kadar mükemmel olduğunu görebilirsiniz. Sahnede performans sergilerken çok yakışıklı görünüyor bazı performanslarında ise çok seksi. En sevdiğim şeylerden biri de sahnede performans sergilerken ne kadar mutlu olup keyif aldığının yüzünden belli olması, kamera onu çekmese de devamlı gülümsemesi.






















































MİNGYU'NUN BECERİKLİLİĞİ

Mingyu aynı zamanda eli çok becerikli bir insan. 

Çok güzel yemek yapıyor.


( 5Ducks kanalının kısa Ranking Up to Me videolarının her bölümünde üyeler bir konu hakkında sıralama yapıyordu. Bu bölümde de marketten alınan atıştırmalık ürünlerle yapılan en iyi yemekleri seçmeye çalışıyorlardı. Mingyu'nun yemeği 1. olmuştu.)


(Mnet kanalının Today's Room programının bu bölümünde Seventeen üyeleri vocal, performans, hiphop takımı olmak üzere 3 gruba ayrılıp ramen pişirmeye çalışıyorlardı. Mingyu hiphop grubunda neredeyse tüm yemeği kendi yaptı ve 1. oldular.  İngilizce altyazılı izleme linkleri: 


Mingyu, Seungkwan ile birlikte Baek Jong Won -  Top 3 Chef King yemek programının 79. bölümüne konuk olmuştu. Programın ilk kısmında 20 kişilik set çalışanlarına bibim guksu adlı noodlelardan hazırlamıştı, konuklar, çalışanlar ve programın sunucusu olan aşçı çok beğenmişti, 2. kısımda ise konuklarla birlikte cod tang yapma konusunda yarışmıştı. Mingyu'nun kısımları videonun 1. saatinden sonra başlıyor. İzlemek için link: http://kshowonline.com/kshow/6633-[engsub]-baek-jong-won-top-3-chef-king-ep.79 )

Mingyu'nun bir diğer lakabı da ev hanımı. Mingyu çok temiz, titiz, düzenli. Yurtta temizlik, çamaşır, yemek, etrafı toparlama gibi tüm ev işleriyle Mingyu uğraşıyor, üyeler ona hiç yardım etmiyormuş.  Hatta SVT Club'ın 3. bölümünde Mingyu üyeler çok tembel pis, dağınık olduğu için onları şikayet etmişti. :D



Çok güzel resim çiziyor.

Çizdiği bu resimleri instagramından paylaşmıştı. İlk resimde Big Park defilesinde mankenlik yaptığı sırada giydiği kıyafeti çizmişti. İkinci resimde ise Minghao'nun resmini çizmişti. Mingyu bir röportajında ileride tasarım ya da mimarlık gibi bir bölümde okumak istediğini ve bir gün kendi moda markasını yaratmak istediğini söylemişti.





Bir de Mingyu Seventeen'in 3. yıldönümüne özel sergisinde sergilenen çizdiği resimleri ve hakkındaki düşüncelerini aktarmak istiyorum. Bu resimler aracılığıyla Mingyu'yu belki de ilk defa içindeki duygularını, düşüncelerini dışa vurur insanlarla paylaşır halde gördüm ve bir kez daha aslında ne kadar derin bir insan olduğunu anladım. Mingyu sergi ile ilgili mesajında şunları yazmış: 
"Şarkıcı olalı üç yıl oldu. Edindiğim çeşitli deneyimler süresince, birçok farklı duygu hissettim ve zorlukla karşılaştım. Bu deneyimlerden birçok farklı duygu ortaya çıktı. Bu duygulardan olgunlaşma/gelişim/büyüme ortaya çıktı. Sanat ve çizim bu duygularımı ve gelişimimi dışa vurabileceğim tek araç oldu. Görüldüğü ve hissettirdiği gibi. Kendimi ifade ediyorum. Burada çalışmalarımı ilk kez sergiliyorum."


İlk resmin adı "Büyüyen Acılar"mış. Bana biraz Çığlık tablosunu anımsatmıştı. Anlam olarak da sanki yanındaki insan devamlı dırdır yaparken, kişinin bunu hiç umursamaması gibi düşünmüştüm. Mingyu ise resim ile ilgili açıklamasında şöyle demiş: "Bu benim ilk resmim. Her zaman resim çizmek istedim ama nereden başlayacağımı bilemedim. Bu yüzden hiçbir plan olmadan bir kalemle çizmeye başladım. Tabi ki bu çizim aklımdaki şeyleri ifade etti. Bence insan iletişimini iyi bir şekilde tavsir ettim, bazen iyi olmadığımız halde iyiymiş ve mutlu olmadığımız halde mutluymuş gibi davranmayı." Bu açıklamayı okuyunca biraz üzüldüm. Çünkü Mingyu kim bilir bizim hiç haberdar olmadığımız ne kötü anılar, acılar yaşadı ve içinde kim bilir bizim bilmediğimiz ne kadar sıkıntı var. Buna rağmen her zaman olumlu, pozitif bir imaj çizmeye, insanlara mutluluk vermeye çalışıyor.



2. resimde is Mingyu Eyfel Kulesi'ni çizmiş. Açıklamasında şöyle demiş: "Eyfel Kulesi'ni daha önce hiç görmedim. Filmlerde ve fotoğraflarda gördüğüm Eyfel Kulesi bir gün görmek istiyorum ve gelecekte bunu gerçekleştirmeyi planlıyorum. Bu çizim benim Eyfel Kulesi hakkında izlenimim. Aydınlık ışıklarıyla benim gelmemi bekliyormuş gibi görünüyor. Burayı ziyaret etmemim bana başka bir iyi anı ve deneyim hediye edeceğini düşünüyorum."  Ben de hayatım boyunca hiç yurt dışına çıkmamıştım, Türkiye'de bile hiç tatil yapmamıştım. İdollerin grupça gezdikleri gezi programlarını izledikçe üzülüyor, gezdikleri güzel ülkeleri gördükçe üzülüyor, hayatta buna hiç imkanım, param, zamanım olmayacağını düşünüyordum. Ancak Erasmus sayesinde üstelik kolayca, ucuza ve pratik bir şekilde bunu gerçekleştirdin. Stajım süresinde bir yıl çalışıp para biriktirerek, bir yıl boyunca bir kuruşuna bile dokunmayarak, Erasmustayken 18 şehiri, 2 gün de Disneyland'ı ziyaret ettim. Paris'i de ziyaret etmiş Eyfel Kulesi'ni görmüştüm ve çok mutlu olmuş, kendimle gurur duymuştum. Bunu başardıktan sonra aslında bunun imkansız olmadığını ve biraz çabalarsam hayatta güzel şeylere ulaşabileceğimi gördüm, kendime daha güzel imkanlara sahip daha rahat bir hayat inşa etmek konusunda geleceğe daha umutla bakmaya başladım. Umarım sen de bir gün Eyfel Kulesi'ni gerçekten de görürsün Mingyu.


"Ben" isimli 3. resimi Mingyu şu şekilde açıklamış: "Bu resim basit. Bu başka insanların gördüğü ben. Resimde birçok farklı şekil ve boyut var. Bu çalışmayı ne zaman görsem, her seferinde başka duygular hissediyorum. Mutluluk ve sevinç. Bazen biraz nefret. Bir gülümsemenin arkasına gizlenmiş üzüntü ve hayal kırıklığı. İnsanların bende, duygusal durumlarına göre farklı şeyler göreceğini düşünüyorum. Farklı şekillerde görülebilen bu, benim. Hiçbir zaman, kendimde değişmeyen yanımı bulma konusunda mücadele etmekten vazgeçmeyeceğim." Şüphesiz Mingyu da birçok durum karşısında maske takmak zorunda kaldı, söyleyeceklerini söyleyemedi, sesini duyuramadı. Ama herşeye rağmen Mingyu yine de özünü kaybetmemeyi, değişmemeyi, içtenliğini, samimiyetini korumayı, kendini olduğu gibi yansıtmayı istiyor.


Mingyu "Parlak Şeyler" isimli 4. resmini şöyle açıklamış: "Daha iyi bir insan olmak için, kendimi daha iyi, daha güzel, daha şahşalı şeylerle bezemek için çok büyük bir çaba sarf ediyorum. Birçok insanın da böyle yaptığına inanıyorum. Ancak sadece güzel şeyler görmek ve hatırlamak seni daha iyi bir hale getirmiyor. Bu, sadece mutluluk yolunda hayatı daha endişeli hale getiriyor." Evet, hepimiz kendimizi güzel bir konumda, toplumda saygı duyulan, takdir edilen halde, işinde başarılı, güzel kıyafetler giyerken, saçımız, makyajımız güzel halde, şık yerlerde yemek yerken, mekanlarda bulunurken, lüks otellerde kalırken görmek istiyoruz. Tüm hayatımız boyunca iyi şartlarda bir hayata ulaşmak için uğraşıyoruz. Bazen herşey hayal ettiğimiz gibi olmuyor, hedeflerimize ulaşamıyoruz. Gerçekleşmeyen bu isteklerimiz bizi mutsuz hale getiriyor, üstümüzdeki yükü daha da arttırıyor. Hayatta her zaman güzel şeyleri görmek istedim, gördüğüm güzel şeyleri hep bir araya toplamak, hiç unutmamak, yeniden yeniden geriye dönüp bakmak istedim. Bunlara yeni güzel şeyler bularak eklemek istedim. Ancak Mingyu'nun dediği gibi sadece geçmişe elindeki bu güzel şeylere sarılıp, takılı kalmak, mücadele etmeyip, yeni bir şeyler üretmek için çabalamamak bana hiç birşey kazandırmıyor.


Mingyu "Halat" isimli resminde şöyle demiş: "Ailemin, grup üyelerinin ve kendimin beklentileri. Bu şeyler bana enerji veriyor ve yere ayaklarımın sağlam basmasını sağlıyor. Ancak bazen de beni endişelendiriyor. Çok fazla beklenti beni sıkıntıya sokuyor. "Yapabilirsin" sözü bazen beni gafil avlıyor. Bence hepimiz, kendimizce sebeplerce, değişik bir tür acının içindeyiz. Ancak birinin bunu nasıl kabul ettiğine veya anladığına göre bu, iyi ya da kötü olabilir. Umarım daha güçlü olmak konusunda bu tabloyla empati kuran herkes, bu isteğine ulaşır." Aslında bir insan sıkıntılar karşısında bunu çok kafasına takmayıp, çözüm üretmeye çalıştığında mutluluğa ulaşıyor. Ancak bu çok da kolay olmuyor. Bu yüzden her ne kadar bu sorunları çözmek için elimden geldiği kadar uğraşmaya çalışsam da gücümün yetmediği yerlerde, bu acılardan bir an önce kurtulmak için dilek dilemekten başka bir şey elimden gelmiyor.


"Sınır" isimli bu tabloda Mingyu şöyle demiş: "Bazen pervasız ve mücadeleci bir insan olduğumu düşünüyorum. Diğer insanlardan daha fazla yapmak istediğim şeyler olduğunu söyleyebilirim. Ancak diğerlerinden daha çok, diğerlerinden daha iyi olmak istediğim şeyler olduğunu da söyleyebilirim. Bu yüzden her gün ne durumda olduğuma bakıyor, ulaşmak istediğim şeyler için daha çok çalışıyor ve aklıma hangi konu hakkında bir şey gelirse hemen pratik yapıyorum. Bu zor bir süreç olabilir ama benim olgunlaşmama ve daha iyi bir insan olmama yardım edeceğine inanıyorum." Mingyu'nun bu kadar yoğun olmasına rağmen birçok farklı alanda kendini geliştirmek konusundaki azmini takdir ediyorum.

Mingyu bu resimler aracılığıyla adeta küçük bir çığlık attı.Tabi daha fazlasını anlatmaya belki zamanı, fırsatı, izni yok.

Mingyu el işi şeylerle uğraşmayı, bir şeyler yapmayı, tamir etmeyi da çok seviyor.

SVT Club'ın 4. bölümünde üyelerden DK ile birlikte Japonya'da bir elişi dükkanına gitmişlerdi. Maket yarış arabaları yapıp yarıştırmışlardı, ayrıca plastikten minik yiyecekler yapmışlardı. Mingyu elişi dükkanında kendini kaybettiğini, her şeyi çok sevdiğini almak istediğini küçükken dükkanda gördüğü maket robotlardan bir çoğunu yaptığını söylemişti.


Mingyu Seventeen'in resmi ışığı Carat Bong'dan yola çıkarak Bong Bong adlı Seventeen'in maskotunu tasarlamıştı. Daha sonra kendi eliyle dikip bu maskotun peluşunu yaptı. Sonra bu maskottan 2 tane daha dikti. Daha sonra bu karakter Seventeen'in resmi maskotu oldu ve Seventeen'in şirketi Pledis Bong Bong'lu ürünler tasarlayıp satmaya başladı. Aynı zamanda konserde satılan bu çıkartmaların hepsini de Mingyu çizmiş.








Mingyu da benim gibi solak.

Mingyu bir konserde Clap şarkısının introsunda elektro gitar bile çalmıştı. Lisedeyken okulun rock grubunda, gitar çalmayı da öğrenmiş.



Bonus: SVT Club programında, Mingyu'nun üyelerden DK ile kick boks antremanı yaptığı (SVT Club 4. Bölüm) ve üyelerden S.Coups ile spor yaptığı bir video (SVT Club 7. Bölüm).





MİNGYU'NUN KİŞİLİĞİ

Mingyu'ya ilk başta sadece görünümü için aşık oldum ama daha sonra onu tanıdıkça aslında ne kadar güzel, temiz bir kalbi olduğunu, ne kadar aklı başında, olgun bir kişiliğe sahip olduğunu anladım ve onu daha da çok sevdim. Mingyu'nun nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu anlayabilmek açısından faydalı olduğunu düşündüğüm bu röportajını sizinle de paylaşmak istiyorum:

Benim onca zamandır Mingyu'nun kişiliğine dair edindiğim izlenimim şöyle:  Mingyu çok iyi niyetli bir insan. Çevresindeki insanlara hep yardım ediyor, destek oluyor, nazik davranıyor. Üyelerinin hepsini çok seviyor. Onları hep besliyor bir anne gibi bakıyor. Hiçbir zaman "ben" dediğini, bencil olduğunu görmediğim. Her zaman başkalarının ihtiyaçlarını kendinden üste koyuyor.

Mingyu çok azimli, çalışkan, idealist bir insan. Hiçbir zaman çok çalışmaktan dolayı yakındığını görmedim. İdollerin ne kadar zor şartlarda çalıştığını, her gün bir kaç saat bile uyuyamadığını, her gün en az 10-14 saat aralıksız dans provaları yaptığını, devamlı başka ülkelere seyahat ettiğini, hep yüzleri makyajlı, saçları spreyli, yapılı rahatsız bir biçimde durduklarını, üstüne bir de insanların ağır eleştirilerine mağruz kaldıklarını düşününce, Mingyu'nun hep güler yüzünü koruması, üstüne daha çok iş istemesi daha başarılı olmayı hedeflemesi gerçekten takdire değer.

Mingyu çok pozitif bir insan. Kötü bir durumda oturup hayıflanıp, hiçbir şey yapmayıp, vakit kaybetmek yerine, mücadele etmeye bir çözüm üretmeye çalışıyor. 

Mingyu bence çok çocuk ruhlu bir insan. Ufak şeylerden bile mutlu oluyor. Bunu yemek yapmak, resim çizmek, el işi/hobi tipi şeylerle uğraşıp bir şeyler meydana getirmeyi sevmesinden, anime izlemesinden, oyun oynamasından anlıyorum. Saf, temiz, naif bir kişiliğe sahip. Birisi onu övdüğünde bile gözleri parlıyor, mutlu oluyor.

Bu arada Mingyu anime izlemeyi çok seviyormuş. Naruto izlemiş. Haikyuu ile Nodaime Cantabile favori animelerindenmiş.

Mingyu'nun gülüşünü çok seviyorum. Görünce mutlu oluyorum, içimi ısıtıyor.

Mingyu'nun kişiliğini anlayabilmek açısından faydalı olabileceğini düşündüğüm bir röportajını paylaşmak istiyorum:

Seventeen IZE Photobook 17 13 24 Röportajı:

1. Bize kısaca kendinden bahsedebilir misin?
Ben çok konuşan birisiyim. Çok meraklı birisi.

2. Ne tip şeyler seni meraklanlandırıyor?
Küçüklüğümden beri merakımdan dolayı elektronik aletleri parçalara ayırırdım. Nasıl yapılmış? Başka bir şey için kullanılabilir mi? Daha basit bir şekilde kullanılabilinir mi? Bu yüzden önce bozup, içini açar sonra birleştirip yeni, bambaşka bir şey meydana getirmeye, icat etmeye çalışırdım. Bu tip şeylerden hep hoşlanırdım.

3. İcat mı?
İcattan çok, mesela yurtta eğer bir bozulmuşsa, hep tamir ederdim. Örneğin, bir keresinde banyonun ışığı bozulmuştu ve diğer üyelerin hızlıca duş alması gerekiyordu ama çok karanlık olduğu için lambayı değiştiremiyorlardı. Bunu gördüğümde oturma odasındaki ışığı aldım ve banyoya monte ettim. Bir keresinde de duş başlığının takıldığı kısım bozulmuştu. Ben de bir askıyı bantla tutturdum, bu şekilde duş başlığını oraya koyabildik. Ben yeni şeyler denemekten korkmayan bir insanım.

4. O halde bu yüzden staj günlerinden beri kameralar önünde bu kadar iyisin.
Bunun en büyük sebebi, o zamanlarda çalışanlar ve üyeler arasında soğukluk yoktu. Ben genellikle şakalaşmayı, aegyo yapmayı severim. Benim karakterim böyle. Bu yüzden kameralar açıkken normalden farklı olan tek şey bir kameranın orda olması. Ama çıkış yaptıktan sonra tanımadığım bir çok muhabir ve çalışanla karşılaştığım için, bunun bilinciyle hareket etmeye başladım.

5. Bu çıkış tanıtım şovunda ve basın toplantılarında gergin olduğun anlamına mı geliyor?
Evet, doğru. "Adore U " çıkış tanıtım şovunda ve basın toplantısında konuşmaya bile cesaret edemedim. Kendimi büyülenmiş hissediyordum ama çok da gergindim. "Mansae" tanıtım şovunda kafamı toparladım ve "Tamam, hadi birisi birşey sorarsa sadece cevap ver. Bu yanlış bir şey yapacağım anlamına gelmez." dedim. Ama konuşmaya karar verdiğimde hep benden önce konuşan bir üye çıkıyordu. Şimdi o an karar verdiğim anda konuşmam gerektiğini düşünüyorum yoksa fırsatınız hemen elinizde kaçıp gidiyor.

6. Sokakta keşfedilip şirkete girdin, değil mi?
Evet. Aslında ünlü olmak gibi bir hedefim yoktu. Çocukken oyunculuk seçmesine girmek için bir teklif aldım ama o zaman görüşmeye gitmedim. Bana kartvizitlerini verdiklerinde "Pledis" adında bir şirketi tanımıyordum ve bünyelerinde bulundurdukları sanatçılardan da kimseyi tanımıyordum. O zamanlar 8. sınıfta, ergenlik çağımın zirvesindeydim. Başıma hep bela açıyordum ve annemin kiliseye gidip "Umarım oğlum ve kendine bir hobi edinir ve beni sıkıntıya düşürmekten vazgeçer." diye dua ettiğini öğrendim. Bundan bir hafta sonra Pledis şirketinin kartvizitini aldım.

7. O halde hazırlıksızdın.
Yapabileceğim bir şey yoktu. Şarkıcılık, rap ya da dansa karşı herhangi bir ilgim yoktu. Sadece arkadaşlarımla futbol oynuyordum. Seçmelerde şarkı söylemem gerektiğini söylediklerinde söyleyecek hiç bir şarkım yoktu bu yüzden ulusal marşı söyledim ve dans için kilisede öğrendiğim şekilde elimle alkış tuttum. Ama asıl gülünç olan şey CEO'nun "Bir şans verelim." demesiydi.

8. Neden seçildiğini sordun mu?
Seçmelerle ilgili CEO'nun söylediği bir şey vardı: " S.Coups'un erkeksi göründüğü için seçildi, Hoshi'nin tutku dolu olduğu için seçildi, Mingyu'ya gelince, şirkete girmesi için yakışıklı bir çocuk seçmemizin vakti gelmişti." Bunu duyduğumda " Ah , teşekkür ederim." dedim ve o da " Ama şindi çok değiştin." dedi. Ama benim yakışıklı bir çocuk olduğumu düşündüğü için mutlu oldum.

9. Bir şarkıcı olmayı düşünmüyordun, bu yüzden staj döneminde bıkkın hissetmedin mi?
İnsanlarla ilişkilerimi düzene oturtmakta zorlandım. 8. sınıftayken çevremde tanıştığım insanlar okulda öğretmenler, staj eğitiminde ise staj eğitmenleriydi. Sonra stajyer arkadaşlarımla tanıştım ve adapte olmamı zorlaştıran CEO, yardımcı CEO, şirket çalışanları vardı. Durmadan "Şarkı söyleyebilir ve dans edebilirsem, başarabilirim." diye düşünüyordum.

10. Bir Seventeen üyesi olduktan sonra, bir çok erkek kardeşe sahip olmuşsun gibi hissediyorsun değil mi? Kız kardeşin olduğu biliyoruz, bu ondan farklı hissettiriyor mu?
Benim kızk ardeşim her zaman düşündüğüm bir küçük kardeş. Aslında Seventeen'de benden başka yaşı büyük üyeler de var bu yüzden benden küçük olan üyelerle hiçbir zaman ilgilenmem gerektiğini düşünmedim. Ama kardeşim için yalnızca ben varım.

11. Kardeşinin Seventeen'e karşı hiç ilgisi var mı?
Kız kardeşim 9. sınıfta, yakın bir süre önce okul temsilciliği için seçime girdi.Seçim vaadi " Okul festivaline bir ünlü getireceğim." şeklindeymiş. Sonra ben "Minseo, bizi mi çağıracaksın?" diye sordum. O da bana "Abi, gelebilir misin?" diye sordu. Ben de ona bizi çağırmayı aklından bile geçirmemesi gerektiğini, daha da yoğun olacağımızı söyledim.

12. Çıkış yaptıktan sonra sende değişen bir şeyler var mı?
Öncelikle, en büyük değişiklik artık şimdiye göre geleceğimi daha çok düşünüyorum.

13. Daha önceden geleceğine dair hiçbir düşüncen yok muydu?

Orta okuldayken, okulun futbol takımındaydım. O zaman "Büyüyünce ne yapacağım?"dan çok "Yarın ne yapacağım?" diye düşünüyordum. Şimdi hep "Şimdi böyle yap ve gelecekte şöyle olacak" şeklinde düşüncelerim oluyor ve "Gelecekte ne olacağım?" diye merak ediyorum.

14. Hiç hedefin var mı?
10 yıl sonra, 11 yıllık bir şarkıcı olacağım. Bu 11 yıl içinde, benden sonra çıkış yapacak küçüklerin beni gördüklerinde iyi bir insan olduğumu hissetmelerini istiyorum. "Onun gibi olmak istiyorum." diye düşünmelerini sağlayacak bir şarkıcı olmak istiyorum. Rol modelleri olmak istiyorum.

15. Bu hedefe ulaşmak için özel olarak yaptığın bir şey var mı?
Örneğin, gece bir çekimimiz  olduğunda, bireysel kısımlarımızın çekimleri olduğu için, bu çok uzun bir zaman alıyor. Çekime giren ilk kişi, çekimi bitince bekliyor. Bu şekilde olursa yoruluyoruz. Benim için, eğer çekimimi tamamlamışsam yurda geri dönmem ve başkalarına enerji vermek için "İyi gidiyorsun" "Başarabilirsin." gibi şeyler söylerim. Hedefim yaşlanana kadar bu mentaliteyi kafamda hep korumak.

16. Çok pozitif bir insansın.
Evet, çok pozitif bir insanım. Aslında, One Fine Day reality programımızda diğer üyeler için üzüldüm. Çekimlerden önceki görüşmede herkes "Tatilde güzel bir yere gitmek istiyoruz, tatile gitmek istiyoruz, iyi bir yere gidip lezzetli yiyecekler yemek istiyoruz." dedi. Ama benim kafamda bunu değil  "Law of the Jungle"ı çekmek vardı. Bu yüzden toplantıda kendime güvenerek "Bir ev yapmak istiyorum. Yemek pişirmek istiyorum." dedim. Hala üyelere karşı kendimi suçlu hissediyorum. Düşüncesizce davrandım.

17. Bu reality şovunu çektikten sonra "Bunu iyi yapabiliyormuşum." dediğin bir şey oldu mu?
Nasıl yemek yapılacağını öğrenmek istiyorum. Günlük hayatta pişirebileceğim bir menü öğrenmek istiyorum. Bu günlerde, televizyon programlarına bir çok şef katılıyor ve çok havalı görünüyorlar. Sanırım kimçi çorbası, soya fasulyesi macunu çorbası ve Kore krebi gibi yiyeceklerden başlayarak yavaşça nasıl yemek yapılacağını öğrenmek güzel olacaktır. İleride eğer zamanım olursa aşçı olabilmek için lisans almayı denemek istiyorum.

18. O halde elinle yaptığın herşeyden hoşlanıyorsun.
Doğru. RC arabaları biliyor musunuz? Uzaktan kumandayla, kontrol etmeniz gerekiyor. Küçükken onlarla oynardım. Bir keresinde plastik, motorlu uçak uçurma yarışmasına (çevirinin garipliği için özür dilerim.) katılmıştım ve 2. olmuştum. Yine böyle şeyler denemek istiyorum, yeniden plastik figürler inşa etmeyi denemek istiyorum.

19. Seventeen'in güçlü bir çocuksu imajı var. Senin bakış açından, Seventeen ne tip bir "çocuk" sergiliyor?
Bence 13 üyenin her birinin farklı bir konsepti var. Utangaç bir çocuk var, eğlenceli bir çocuk var, genç ama erkeksi görünen bir çocuk var, tatlı bir çocuk da var. 13 farklı stilde çocuğun biraraya gelmiş ve bence bu Seventeen'in en büyük cazibesi.

20. Sen ne tip bir çocuk olduğunu düşünüyorsun? 
Ben iri yapılı ama afacan bir çocuğum. Evet, bu tür bir imajım olduğunu düşünüyorum. Aynı dediğim gibi uzunum ama bir çocuk gibi davranıyorum.

21. Gerçek hayatta da böyle olduğunu düşünüyor musun?
Bu doğru. İnsanlar hep " Seni ilk gördüğümüzdekiyle, seni tanıdığımızda edindiğimiz izlenim farklı." diyorlar. İlk başta, çok konuşmam ve soğuk görünürüm ama aslında çok konuşurum ve çok şakalaşırım. Bazı insanlar çok aegyom olduğunu söylüyor. Kabul ediyorum.

22. Sahnede sık sık göz kırpıyorsun.
Evet, sahnede farkedilmek istiyorum ancak çok üye olduğu için endişeliydim. Aslında, ben göz kırpamıyorum. Eğer denersem, 2 gözümü de kapatıyorum. Ama eğer sahnede yaparsam iyi olacağını düşündüm, bu yüzden pratik yapmaya devam ettim. Mansae faaliyetleri sırasında, geçen hafta Music Bank'ta göz kırptım bu yüzden bu sefer göz kırpmayacağım, gelecek hafta yapacağım." diye karar veriyordum.

23. Bayağı detaylı bir planın var.
Doğru, bunu hedefledim.

Anan dergisinde yayınlanan bir başka röportajda ise üyeler Mingyu hakkındaki düşüncelerini paylaşmış:

S.Coups: Onun çalışma konusunda diğerlerinden daha çok tutkusu var. Ne kadar yoğun olursa olsun şikayet etmiyor ve yaşına göre olgun. Benim karakterime ve yaşam tarzıma zıt, ama bunun ilişkimizi iyi yapan etken olduğunu düşünüyorum.

Jeonghan: Mingyu'nun yapmak istediği bir çok şey var ve iyi yönde bir çok açgözlülüğü var. Bana benzeyen tarafları da var ama benden tamamen farklı olduğu için bazen birbirimizi iyi tamamlıyoruz, bazen de hiç anlaşamıyoruz. Ama bu aramızdaki ilişkiyi ilginç kılıyor.

Joshua: O, her zaman Seventeen'i önceliği olarak görüyor ve kendi işini hevesle ve samimiyetle yapan bir çocuk.

Jun: O, 13 üye arasında en uzunu ve bence en popüleri/iyisi. Tabi ki sahnede harika performans sergiliyor, ayrıca sunuculuk ve oyunculuk da yapıyor. Bir çok yeteneği var. Özellikle imza günlerinde hayranlarla ilgilenirken inanılmaz.

Hoshi: Çok arkadaş canlısı bir karakteri var ve herkesle hemen yakınlaşıyor. Aslında bunu kıskanıyorum. Sevimli karakteri herkesin sevgisini kazanıyor, ayrıca herkesi neşelendirmekte de iyi. Bu yüzden neden sık sık televizyon programlarına konuk olarak çağrıldığını anlıyorum.

Wonwoo: Başkalarını çok düşünüyor, benden yaşça küçük üyelerden benim hakkımda en çok düşünen üye. Eli çok becerikli ve bir şeyi iyi yapamadığımda bana yardım ediyor. Daha önceden bir bilgisayar aldığımda kurmama yardım etmişti.

Woozi: Bir kelimeyle anlatmak istersem baş belası. (sakarlığı yüzünden.) Bir keresinde masaya uzanıp, su dökmüştü. Garip birisi, bu yüzden hoşlandığım tipte bir insan.

The8: Düşünce yapısı bana benzer, bu yüzden birbirimiz üzerinde iyi bir etkimiz var. Oda arkadaşı olarak, bazen uzandığımızda 2-3 saat konuşuyoruz ve zaman çok hızlı geçiyor. Nasıl daha havalı/tarz bir insan olmak istediğimiz hakkında konuşuyoruz.

DK: Onu nereye giderse gitsin başarılı olacak biri olarak görüyorum. Kendi kendine kendini geliştiriyor. Kendini saklamıyor, kalbini hemen herkese açıyor ve onlarla yakın oluyor.

Seungkwan: Mizah anlayışı bana benziyor. Benden büyük ama onunla rahatım bu yüzden yaşıt arkadaşlar gibiyiz. Onun yanındayken onunla hep şakalaşıyorum. Zevklerimiz de benzer.

Vernon: O, en olduğu gibi görünmeyen üye. Tüm üyelere karşı büyük ilgisi var bu yüzden her üyede iyi olmayan ve değişmesi gereken şeyleri gördüğünde buna işaret ediyor.

Dino: Yaş olarak en küşüğümüz değil ama benim duygularımı iyi anlıyor. Kalbimden geçenleri görüyor gibi. Bu yüzden bir problemim olduğunda bunu anlatmak istediğim kişi hep Mingyu oluyor. Onun Seventeen'e olan sevgisi beni duygulandırıyor.



Mingyu'ya bakınca bazen kendimi çok değersiz, elinde avucunda hiçbir şey olmayan bir insan gibi görüyorum. O ise bu genç yaşında bu kadar zor bir mesleğe, kariyere sahip, binde birine bile katlanamayacağım, hemen ağlayıp pes edeceğim sıkıntıyı içinde barındıran. Kendime baktığında ise tek gördüğüm şey, her şeyden yakınan ama hiç bir şey için gerçekten çabalamayan bir insan. Tabi benim de hayatta yaşadığım bir çok büyük sıkıntı oldu, şu anda da yaşamaya devam ediyorum birçoğunu. Ama bu sıkıntıları yaşamanın ne yazık ki bir getirisi yok. Onun gibi çalışkan, azimli olmak isterdim. Sevdiğim bir işte çalışmak, başarılı olmak, takdir görmek, kendime güzel imkanları olan bir hayat sağlamış olmak isterdim. Bu yönde elimden geldiğince kendimi telkin etmeye çalışıyorum, daha olumlu, yapıcı bir bakış açısıyla hayata bakmaya çabalıyorum. Umarım ben de ileride bir gün, geriye baktığımda kendimle gurur duyabilecek bir konuma ulaşmış olurum.

MİNGYU'NUN KONUK OLDUĞU PROGRAMLAR

Battle Trip


(Battle Trip'in 78. bölümüne Mingyu Sengkwan ile birlikte konuk olmuştu ve birlikte 2018 Kış olimpiyatlarının yapıldığı PyeongChang'ı gezmişlerdi. Epey eğlenceli bir geziydi.)



Mingyu'nun, DK ile birlikte katıldığı bu weekly idol bölümünde idoller köpekleri ile birlikte yarışmışlardı. Mingyu'nun köpeği çirkef Aji bütün bölüm boyunca Mingyu'dan kaçtığı için Mingyu programda oldukça yer bulmuştu. Herşeye rağmen programın sonunda gösterdiği üstün sabır ve mücadele ile Mingyu, Aji ile birlikte birinci olmuştu. 

Master Key

Mingyu Master Key'in 3. 8. 12. ve 13. bölümlerine konuk olmuştu. 3. ve 8. bölümde çekingen, utangaç olduğu için program çekiminde çok yer bulmamasına karşın, 12. ve 13. bölümlerde hep ön plandaydı ve oyunlarda çok başarılıydı. Bu yüzden 12. ve 13. bölümleri izlemenizi öneririm.


Law of the Jungle 

Mingyu Law of the Jungle'ın  274-278 arası bölümlerine konuk olmuştu. Mingyu için ilk bölümünü izlemiştim ama çok sıkıcı olduğu için bırakmak zorunda kalmıştım.

 Inkigayo

Mingyu  geçmişte 2. aylığına Jeonghan ile birlikte Mcountdown'da sunuculuk yapmıştı. Şu an İnkigayo müzik programında sunuculuk yapıyor.

Vlive Videoları



Bu Vlive videosunda Mingyu ile Jun birlikte kuzu eti yiyorlardı. Jun'un çinli olduğu Korecesi zayıf olmasına rağmen Mingyu elinden geldiğince onun rahatça konuşmasını sağlamıştı. İzlemek için link: http://www.vlive.tv/video/14432?channelCode=F99B3



Bu Vlive videosunda Seventeen'in hip hop takımı üyeleri yatakta sohbet ettikleri bir programa katılmışlardı. Sakin, dinlendirici bir videoydu. Mingyu ve diğer üyelerinin hayata, geçmişe, geleceğe dair düşünceleri hakkında biraz olsun fikir sahibi olmak hoştu. İzlemek için link: http://www.vlive.tv/video/34884?channelCode=F99B3 

SEVENTEEN'İN PROGRAMLARI

Seventeen Project (7 Bölüm)

Seventeen'in çıkış öncesi dönemini konu olan bu programda Seventeen'in çıkış yapabilmesi için kendilerine verilen görevleri yerine getirip, sahne şovları hazırlamaları gerekiyordu. Aslında bu programın Seventeen'i tanıtmak için yapıldığı ve çıkış yapıcakları zaten belliydi. Ama program yapımcıları programın yapılması için bir sebep üretmek ve biraz heyecan katmak için sanırım böyle bir fikre başvurmuş. Programda Mingyu ön planda değildi, çok göze batmıyordu.

Seventeen One Fine Day ( 9 Bölüm)

Normalde One Fine Day programında tatil için çok güzel yerlere gidilir. Ama Seventeen'in katıldığı bu sezonda Seventeen üyeleri ufak bir kasabaya gitmişlerdi. Hiç yemekleri de yoktu. Bu yüzden balık tutup, buldukları malzemelerle kendi yemeklerini kendileri hazırlamışlardı. Bayağı sefalet yaşamışlardı. Bu programda her şeyi çekip çeviren Mingyu'ydu. Tüm yemekleri o hazırlamıştı. Balık tutmuştu, balıkları hayatında ilk defa ayıklamıştı. Hatta bir bölüm üyelerin bir kısmı tarlada çalışmış sonra tavuk yemeğe gitmişti. Evde kalan Mingyu ve diğer üyelerle görüntülü konuşma yapmışlar, tavuk yerken nispet yapmışlardı. Sonra eve de tavuk göndericeklerini söyleyip çiğ tavuk göndermişlerdi. Üyeler çok kızıp, üzülmüştü ama Mingyu tavuk butlarını kesip, paneleyip kızartmıştı. Herkes güzelce tavuk yemişti. Bu programdan sonra Mingyu'nun "ev hanımı" diye yeni bir lakap takmışlardı. Açıkçası güzel hoş yerleri gezmek yerine, sefalet çektikleri için bu program bana sıkıcı gelmişti.


Seventeen One Fine Day Japan ( 8 Bölüm)

Seventeen One Fine Day'in 2. sezonunda Seventeen üyeleri Japonya'yı gezmişlerdi. İlk sezonun aksine bu sezon Japonya'da güzel bir tatil geçirmişlerdi. Özellikle ilk iki bölümünü izlemenizi öneririm. Çünkü program boyunca Seventeen üyeleri yaşlarına göre küçükler büyükler diye 2 gruba ayrılmışlardı ve bölüm yeni bir lider seçip verilen görevleri yerine getiriyorlardı. İlk iki küçükler takımının lideri Mingyu idi. Büyükler takımının türlü hilelerine rağmen Mingyu'nun harika liderliği sayesinde Mingyu'nun takımı yarışı kazanmıştı. Mingyu önceki gece hedef olarak gidecekleri yeri araştırıp bulmuştu, nasıl gidileceğini, tüm metro duraklarını çalışıp öğrenmişti. Gün boyunca insanlarla Japonca iletişim kurmuş, son ana kadar koşturup çarşıda alınması gereken yiyecekleri bulmuştu.


Seventeen ve Mingyu şu an çok popüler olmasa ve ne yazık ki bir hayran olarak Mingyu'ya dair takip edecek çok materyal bulamasam da umarım ileride Mingyu çok popüler olur. Çünkü Mingyu temiz, altın gibi kalbiyle ve çalışkanlığıyla insanlar tarafından sevilmeyi ve başarılı olmayı hakediyor.

Yorumlar